KARADENİZ'Lİ SULO |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
...
...
..
Rüya Nedir?
İnsanoğlu hayatının yaklaşık üçte birini uykuda geçirir ki bu da 60 senelik bir ömrün 20 senesi demektir.Geçici ölüm denilen uykuda görülen garip haller... Niçin ve ne surette rüya görüyoruz? Bu bir fenomendir. İlk insan'ın yaratılışından bu güne kadar filozoflar, bilim adamları çeşitli şekillerde açıklamışlar, düşünmüşler, fakat rüyayı kesin bir şekilde belirleyememişlerdir. Ancak şu kadarını bilmemizde fayda vardır ki rüya, büyük ve soyut bir dünyadır.
Aynı zamanda rüya, öldükten sonraki yaşantımız ile de ilişkilidir. Bu ilişkiyi yakalamak, temiz duygu ve ruh temizliğiyle ancak mümkün olabilmektedir. Rüya ile çok ince gerçekler keşfedilmiş ve sonsuza kadar da keşfedilmeye devam edilecektir. Chicago üniversitesi uyku araştırmalarından Allan Rechtschaffen uykunun hiç bir fonksiyonu olmadığını tespit etmiştir. Adale yorgunluklarının azalmasına rağmen vücudun dinlenmesi için uykuya ihtiyacı olmadığını söylemiştir. Çünkü vücudumuzdaki hücrelerin kendi kendilerini tamir etme yeteneği vardır. Araştırmacıların tespitlerine göre bu esnada faaliyetten uzak olmasına, ya dinlenme veya uyku durumunda bulunmasına da gerek yoktur. Uyku sırasında alınan EEG kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde beyinde faaliyetsizlik görülmemiştir.
İngiltere Milli Fizik Laboratuarı Kompütür bilimleri bölümünde psikolog araştırmacı Dr. Evans'a göre uykunun tek maksadı rüya görmemiz için, zemin hazırlamasıdır. Stanford Tıp Merkezi Uyku Kliniği doktoru Dr.William Dument'in görüşüne göre ise; rüya görmek son derece önemlidir. Rüyalar fiziki dengenin oluşmasını sağlamaktadır.
Bilimsel Tarif
İnsanoğlu hayatının yaklaşık üçte birini uykuda geçirir ki bu da 60 senelik bir ömrün 20 senesi demektir.
Biyoloji süratle gelişirken rüyaları bilinç altındaki beyin olaylarına bağladı. Ne var ki, rüyaların zamanı aşan farklılıkları kimsenin gözünden kaçmış değildir. İstisna denerek uzun süre konuya ters açıdan bakıldı.
Ünlü bir bilim adamı "Fizik ve Biyolojide istisna olmaz. Tek bir olayın bile açıklanması gerekir." hükmü ile metafizik olaylara bilimsel bir kapı araladı.
Rüyalar metafizik bir olaydır. İç dünyamızdan doğar. Zaman ötesi nitelikleri ile birlikte bilinç altına yansıyarak bize ulaşır. Bu arada bilincin ve şuur altının şekillerine ve fotoğraflarına bürünür.
Zaten eski psikiatristlerin rüyaları bilinç altı diye nitelendirmesi onların bu özelliklerinden gelir. Hatta iç dünyadan gelen rüya olayının bilinç altında doğmaz. İçimizdeki ben den bize gelen mesajlardır. Bunun önemli delilleri vardır.
Rüyalar çok kısa sürede görülür. Uyandığımız zaman 15 - 20 dakika anlattığımız rüya bilimsel olarak ispatlanmıştır ki, bir kaç saniyede görülmüştür. İç dünyadaki kişiliğimizin madde ötesi olması sebebi ile rüyalarda zaman ötesinde cereyan eder. Birkaç saniyelik süre rüyanın şuur altına, oradan bilince geçmesi süresidir. Yoksa rüyada zaman sıfırdır.
Rüyalarda bir iç spiker vardır. Gördüğümüz bir rüyayı anlatırken "Bir şehre gitmiştim. Orası filanca şehirmiş. Bir kimse gördüm o filanca imiş." dediğimiz zaman bu bilgiyi bize birinin görünmeden söylediğini fark ederiz. İşte bu spiker iç dünyamızdaki ben, asıl kişiliğimizdir.
Rüyalar bazen açıkça bazen üstü kapalı olaylara bürünmüş olarak geleceği haber vermektedir. Bilim tarihinde ve günlük hayatımızda geleceği olduğu gibi gösteren rüyalara sık rastlanmıştır. Bilim tarihine geçen bu tarz ünlü bir rüya Abraham Linkol' ün rüyasıdır.
Bazı rüyalar açık değildir şekillere bürünmüş gizlenmiştir. Bu rüyanın şuur altından geçerken aldığı fotoğraflardan meydana gelen karışık bir şekildir. Rüya yorumu bu karışık şekillerin analizi anlamını taşımaktadır. Gelecekten haber veren içimizdeki öz varlığımız, ölümsüz olan madde ötesi yanımızdır.
HERKES RÜYA GÖRÜR MÜ?
Evet.Laboratuar çalışmalarına göre, rüyalarımızın birçoğunu uykunun REM safhasında deneyimliyoruz. REM (rapid eye movement) fazı, ismini bu devrede hızla hareket eden gözkürelerimizden almış. Bu safhada beyin elektriksel olarak oldukça aktif, buna karşılık bedenimizin hemen tüm kasları tamamen gevşemiş durumda. Bir gece boyunca ortalama 3-4 kez REM uykusuna gireriz ve bu her 90-100 dakikada bir meydana gelir. Uykumuzu uzatırsak, her bir REM safhası da gecenin başındakilere oranla daha uzun olurlar. Uykunun son REM siklusu ortalama 45 dakika sürer ve en canlı rüyalarımızı da bu sonuncu REM’de görürüz.
RÜYALARIMIZI HATIRLAMADA NEDEN ZORLUK ÇEKERİZ?
Bazı insanlar gece boyunca gördükleri tüm rüyaları büyük bir netlikle hatırlayabilirlerken bazılarıysa ya hiç rüya görmediklerini zanneder veya nadiren rüyalarını hatırlarlar. Uyku boyunca meydana gelen hemen hemen herşey (rüyalar, gece boyunca kısa süreli uyanıklıklarda aklımıza gelen düşünceler, vs..) sabah olduğunda unutulur. Uykunun doğasında tüm bunları –hemen yazılmadığı takdirde- unutturan bir şeyler var. Bazen günün orta yerinde veya görüldükten fünler sonra aniden bir rüyayı hatırlarız. Demek ki, rüyalar tamamen kaybedilmiyorlar; sadece onları gizlendikleri yerden çıkarmaya dair zorluk çekiyoruz uyandığımızda. Uyku ve rüyalar, alkol de dahil olmak üzere, kullanılan maddelerden ve ilaçlardan oldukça etkilenirler. Dahası, düzenli kullanılan bir ilacın aniden kesilmesi kabuslara neden olabilir. Bu nedenle, doktorunuza, size verdiği ilaçların bu tip yan etkileri olup olmadığını sormanızı tavsiye ederim.
RÜYA HAFIZAMI NASIL GELİŞTİRİRİM?
Bunun en temel yolu, uykuya dalmadan hemen önce kendinize şu cümleyi tekrarlamaktır: “Göreceğim rüyaları hatırlamak istiyorum.” Yatağınızın yanıbaşına bir not defteri veya kayıt cihazı koyun. Uyandığınızda, yatağın içinde mümkün olduğunca az hareket edin ve başlamakta olan gün hakkında hiçbir şey düşünmemeye çalışın. Yanınızdaki kağıda gördüğünüz tüm rüyaları veya gözünüzün önünde kalan imgeleri kaydedin. Konsantrasyonunuzu bozabilecek en ufak şey, rüyanızın hafızanızdan yavaş yavaş silinmesine yol açacaktır. Eğer rüyanızın tamamını hatırlayamıyorsanız, çok zayıf bir hatıra da olsa, uyanmadan önce aklınızda olan son şeyi yazın.
RÜYALAR RENKLİ MİDİR?
İnsanlar rengi ancak gerçek anlamda görsel bir deneyimin doğal bir parçası olarak algıladıkları veya rüyalarını hatırlamakta zorlandıkları için rüyalarının renksiz olduğunu iddia etseler de rüyaların hemen hepsi renklidir. Günlük hayatlarında renklerin daha fazla farkında olan insanların anlattıkları rüyalarda renklerin yine kuvvetle vurgulandığı dikkati çeker.
RÜYALARDA GÖRÜLENLERDEN ÖĞRENİLEBİLECEK BİR ŞEY VAR MIDIR?
Her ne kadar bilimadamları bu konuda birbirine karşıt fikirler sürüp tartışmaya devam ediyor olsalar da, kendi gördükleri rüyalar üzerine çalışma yapan veya yapılan insanların hepsi de rüyalarının onlar için çok anlamlı olduğunu vurgularlar. Rüyalar, rüyayı gören kişinin duygularını, düşüncelerini, davranışlarını, kişilik yapısını, tepkilerini ve değer yargılarını anlamakta çok işe yararlar. Birçok insana göre, rüyalar çözülmek için bekleyen sorunlara ışık tutarlar. Dahası, sanatçılar, yazarlar ve bilimadamları rüyalarında sık sık yaratıcı fikirler bulduklarını söylerler.
RÜYALARIMI YORUMLAMAYI NASIL ÖĞRENEBİLİRİM?
Akılda tutulması gereken en önemli nokta, rüyalarınızın sizin şahsi duygu ve düşüncelerinizi yansıttığıdır. Rüyanızda gördüğünüz insanlar, olaylar durumlar ve duygular tamamen size özeldir. Bazı rüya uzmanları şu teoriyi savunurlar: “Farklı insanlar, kültürler ve zamanlarda karşımıza çıkan tipik ve arketipik rüyalar ve rüya elemanları vardır.” Bununla birlikte, genellikle, aynı imge veya sembolün farklı insanlar için farklı anlamları vardır. Örneğin, rüyada görülen bir fil bir hayvan bakıcısı için farklı, en sevdiği oyuncağı peluş bir fil olan bir çocuk için bambaşka anlama sahiptir. Bu yüzden “Rüya Tabirleri Sözlüğü” adı altında piyasaya sürülen kitaplardaki açıklamaların birçoğu kullanışlı olmaktan uzaktır. Yapılması gereken en doğru çalışma, rüyanızda gördüğünüz her imgeyi ve size çağrıştırdıklarını sabırla ve ısrarla düşünmek ve gün içinde bu imgelerin hayatınızla paralellik gösteren bağlantılarını sorgulamaktır. Eğer bir rüya günlüğü tutar ve uzunca bir sürenin sonunda kaydetmiş olduğunuz rüyaları topluca incelerseniz bütünsel rüya yaşamınıza dair en doğru manzarayı elde edersiniz.
AYNI RÜYAYI DEFALARCA GÖRMEM NE ANLAMA GELİR?
Tekrarlayan rüyalar, aynen herhangi başka bir rüyayı ele alır gibi incelenebilir. Araştırmacının yapması gereken şey, rüyada görülenler ile rüyayı gören kişinin duyguları, düşünceleri, davranışları, kişilik yapısı ve değer yargıları arasında paralellikler aramaktır. Tekrarlayan rüyaların simgelediklerini çözmek, çoğu zaman, rüyayı gören kişinin uzunca bir süredir boğuşmakta olduğu bir sorunu halletmekte yardımcı olur. Tekrarlayan rüyaların hangi sıklıkta görüldüğü, görülen gecelerin öncesindeki günlerde yaşanılanlar arasında bir paralellik olup olmadığı, her tekrarda farklılaşan detaylar olup olmadığı yorumcu için önem arzeder.
KABUS GÖRMEK NORMAL MİDİR?
Kabusların nedenleri arasında stres, travmatik deneyimler, emosyonal güçlükler, kullanılan ilaçlar veya hastalıklar vardır. Bununla birlikte, günlük hayatında bunlar veya benzeri hiçbir sorunu olmamasına rağmen sık sık kabus gören insanlar vardır. Son çalışmalar, bu insanların ortalamaya göre çok daha açık, hassas, inançlı ve duygusal olduklarını gösteriyor.
RÜYANIZDA ÖLDÜĞÜNÜZÜ VEYA UZUN BİR DÜŞÜŞÜN SONUNDA YERE ÇARPTIĞINIZI GÖRÜRSENİZ GERÇEK HAYATTA DA ÖLECEĞİNİZ DOĞRU MU?
Hayır, bunun gerçekle hiçbir alakası yok. Rüyasında öldüğünü veya yere çarptığını anlatabilen birileri olduğuna göre böyle bir varsayımın gerçekle ilgisi olamaz. Kendi adıma şunu söyleyebilirim: “Uzun yıllardır lucid rüyalar görüyorum ve yapmayı en sevdiğim şeylerden biri de rüyada olduğumu bildiğim için yüksek binaların tepesinden atlayıp yere çakılmayı denemek. Bunu takiben en severek yaptığım şey, rüyada yanımda olan ve yaptığım bu gösteriyi seyreden insanlara ölmememin tek nedeninin o anda rüya olmam ve onların da hayali kahramanlar olduklarını söyleyip eğlenmek.”
RÜYALAR GELECEKTEN HABER VEREBİLİRLER Mİ?
Henüz gerçekleşmemiş olaylara dair haber verdikleri iddia edilen birçok rüya vardır. Bunların bazıları tesadüftür, bazıları hafızamızın bize oynadıkları bir oyundan ibarettir veya öğrenilen bir olay ile zihnimizde sürekli şekil değiştirmeye müsait bir şekilde dolanıp duran bir rüyamız arasında kurduğumuz bağlantıların sonucudur. Ancak; durugörü, telepati ve geleceğe dair rüyalarla ilgili çalışmalar yapan bazı laboratuarların sundukları raporlarda (ki bu konularda laboratuar çalışması yapmak oldukça güçtür) değişken sonuçlar elde edildiği bildirilmiştir. Elimdeki yabancı metinlerde bu tip laboratuar çalışmalarının varlığından sözedilmekle birlikte isim verilmediği için kaynakça gösteremiyorum, daha detaylı bir araştırmayı hakediyor. Benim ve çalışma arkadaşlarımın bu konu hakkında net bir sonuç sunabilecek veriye sahip olmadığını göz önünde bulundururarak, öznel bir yanıt vermektense konu hakkında tecrübeli insanları sitemize yazmaya davet ediyorum.
RÜYALARI KONTROL ETMEK MÜMKÜN MÜDÜR?
Uyumadan hemen önce kendimize uygulayacağımız telkinlerin yardımıyla rüyalarımızı etkilemek mümkündür. Bir dğer yolun adı da “lucid dreaming”dir. “Lucid” rüyalarda, tamamen uykuda ve rüya içinde olunmasına karşılık, birey rüyada olunduğunun farkındadır. Bazen insanlar bu tip rüyaları spontan olarak deneyimleyebilirler. Doğru bir çalışma ile bunu yapmayı öğrenmek ve böylece rüyalarımızın akışı üzerinde büyük bir kontrole sahip olmak mümkündür. Bazı şeylerin kontrolü diğerlerinden daha kolaydır; bununla birlikte, rüya üzerinde mutlak kontrol hemen hemen imkansızdır.
.......
UYKU VEREN YİYECEKLER!
Bir bardak ılık sütün bir efsane olmadığı, gerçekten de uykuya yardımcı olduğunun anlaşılmasıyla, son dönemde uykuya yardımcı olan yiyecekler merak konusu oldu. Süt gerçekten uykuya yardımcı oluyor mu?
Başka hangi yiyecekler mışıl mışıl uyumanıza sağlıyor? Tüm bu soruların cevabını kısaca vermeye çalışalım.
Öncelikle uyku gıdalarının en ünlüsü yani ılık süte değinelim. Sütün uykuya destek olmasının esas nedeni içindeki “triptofan” isimli bir madde. Vücudunuz bu maddeyi mutluluk hormonu “serotonin” ve uyku hormonu “melatonin” yapımında kullandığından ılık süt üzerine de biraz bal eklediğinizde uykuya yardımcı oluyor. Triptofan sadece sütte de bulunmuyor. Tahıllar, muz, peynir, hindi eti ve fıstık da bu maddeyi bol bol içeriyor. Akşam yemeğinden birkaç saat sonra bu yiyecekleri içeren ufak bir ara öğün atıştırmanız uykunuza fayda sağlayacaktır. Bu ara öğünlerin bol karbonhidrat, az biraz da protein içermesi ve hafif olması gerektiğini belirtelim. Az yağlı veya yağsız sütle hazırlanmış küçük bir kase tahıllı kahvaltı gevreği, ince bir dilim peynir veya hindi etiyle birkaç parça kraker yemek sizi uyku öncesinde rahatlatabilir. Ancak kilo sorunu yaşıyorsanız bu kalorileri de hesaba katmalısınız.
Yatmadan önce ağır, baharatlı, mayalı yiyeceklerden ve gazlı, alkollü, kafeinli içeceklerden kaçınmanız da yararlıdır. Yatmadan önce yenen aşırı proteinli yiyeceklerin uyarıcı etki yaparak uykunuzu kaçırabileceği de aklınızda olsun. Bu nedenle et ve et ürünlerinden zengin yiyecekleri öğle yemeğine bırakmalısınız. Kaliteli bir uykuyu garanti etmek istiyorsanız hazırlıklarınıza sabah saatlerinden itibaren başlanmanız daha yararlıdır. Güne iyi bir kahvaltı ederek başlamanız, öğle yemeklerini daha hafif yemeniz, akşam yemeklerini yatma saatinizden en az 3-4 saat önceye kaydırmanız size fayda sağlayacaktır. İyi bir beslenme düzenin yanında sağlıklı bir kilo aralığında bulunmanız da uyku apnesi gibi sorunları önleyerek rahat uyumanızı sağlayacaktır. Bir de uykuya yardımcı olan besin destekleri var. Bunlar arasında melatonin, 5-hidroksi-triptofan (5-HT), valerian destekleri, melisa ve papatya çayları en bilinenleri. Ancak yine de herhangi bir besin desteği almadan önce doktorunuza danışmalısınız.
Uyku sorunlarınızı bu yiyeceklerle çözemiyorsanız yatak odanızın ısısını, ışığını tekrar gözden geçirmeniz de faydalıdır. Ayrıca yatmadan önce ılık duş yaparak, kitap okuyarak, müzik dinleyerek, sevdiğiniz bir kişi veya olayı düşünerek de rahatlayabilirsiniz. Her gün aynı saatte uyumaya ve uyanmaya özen göstermeniz, yatma saatinden hemen önce ağır egzersizler yapmaktan kaçınmanız da şart. Bütün bu önerilere rağmen hâlâ kaliteli bir uyku uyuyamıyorsanız, o zaman mutlaka uzman bir hekime başvurmanız gerektiğini unutmamalısınız. Uyku sorunlarınız başka bir sağlık probleminin belirtisi olabilir.
Dr. Ece Hattat
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|